İDDAA’yı Kim Kazanıyor?
İnsanoğlunun geliştirdiği en güzel takım oyunu; ‘Futbol.’ Yavaş yavaş futboldan nefret etmeye başladım. Nedeni, gençliği kasıp kavuran ve devlet eliyle oynatılan bir kumar: İddaa. Herhangi bir İddaa bayiine yolunuz düşerse, ya da şöyle bir önünden geçerseniz oranın gençler tarafından nasıl mesken haline getirildiğine şahit olacaksınız.
Çürümüş Avrupa ülkelerinden ithal ettiğimiz bu oyun her geçen gün önü alınmaz bir hâl alıyor. Futbol maçları üzerine tahmin yapan vatandaşlar, tahminleri tutarsa, yine devletin belirlediği oranla ödedikleri para çarpılarak, oyunu oynayan kişinin o maçtan para kazanmasını sağlıyor. Bu gazozuna, baklavasına yapılan maçlar kadar masumane değil. Devlet eliyle oynatılan kumarlarda Türkiye zirvedeki yerini koruyor. Her geçen gün bu İddaa seline yeni gençler katılıyor. 1 YTL’ ye umut satın alıyorlar. Avrupa Birliğine girip kapağı Avrupa ülkelerinden birine atmaktan başka bir şey düşünmelerine izin verilemeyen gençlerimize ‘kolay yoldan zengin olma’ hayalleri daha cazip geliyor.
Bu oyunu oynayanların ekseriyeti gençler demiştik. Durumun vehamiyetini anlatmakta yaban kalıyor bu söz. İddaa saçmalığı ilköğretim sıralarına kadar düşmüş durumda. İddaa bayilerinin önünde amiyane tabirle bacak kadar çocuklar; yaşları tutmadığı için büyüklerden kuponlarını yatırmalarını istiyorlar. 12- 20 yaş aralığındaki gençler zihinlerini ne sosyal, ne kültürel, ya da gerçekten düşünülmesi gereken konularla meşgul etmiyor. Bu vesileyle boş bir hayat sürüyorlar. Ama maşallah hepsinin elinde kalem var, hepsi İddaa kuponu dolduruyor.
İddaa, Spor Toto Teşkilatı tarafından ilk olarak piyasaya çıkartıldığında “Bahse giren kazanır” sloganıyla başlatılmıştı. Ama bahsi açan ve oyuncularla bahse girenin kendileri olduğu akıllarına gelince bu sloganı ‘Var mısın İddaa’ya’ şeklinde değiştirdiler. Mahalle aralarında adeta birer mantar gibi türeyip, görüntü kirliliğine yol açan bayiler de cabası. Peki, bu ‘İddaa’yı kim kazanıyor? Eskiden aile büyüklerimden sık sık bir söz duyardım; ‘Kumarı oynayan değil, her zaman oynatan kazanır.’ Keza öyle de oluyor. Arkadaşların futbol muhabbetlerinin arkasında ‘Bir maçtan yattı be abi’ lafı hiç eksik olmuyor.
Artık kimse Fenerbahçe’nin yenilmesine, Fenerbahçeli olduğu için üzülmüyor. Futbolun ahlakı yok oluyor. Futbol artık sırtından para kazanılan bir oyun haline geliyor. Her şeyden önce bu İddaa’nın ve diğer bahislerin haram-günah olduğunu kimse düşünmüyor. Gençler ‘mutlak doğruya’ itibar etmediği için günahkâr, ‘mutlak doğruya’ itibar etmediği için kumarbaz olup çıkıyor. Haram, günah gibi kavramların göreceli sayıldığı bir toplum olma yolunda ilerliyoruz. Ülkemizin büyük gazeteleri haftada iki gün 5’er, 6’şar sayfalık İddaa bültenini promosyon olarak dağıtıp, bu yangına resmen körükle gidiyorlar. Sigara ve alkol reklâmı yapmanın yasak olduğu bir ülkede sigaradan daha zararlı olduğuna inandığım bu oyunun reklâmları TV’lerde, gazetelerde, bil-boardlarda sergileniyor. Belki de bu durumun bu dereceye gelmesinde en etkili faktör budur. Uyuşturucuya başlama yaşının kaça kadar düştüğünden yakınıp bunun için kanuni tedbir alan devlet, gençleri sportif kumarbaz haline getiren, ‘var mısın iddaaya’ rezaleti için bir adım atacak mı bilinmez? Ama eğer bu böyle devam ederse gençlerimiz maneviyattan uzak bir yaşam sürmeye devam edecek. ‘Haramla beslenen vücut cennete giremez’ sözü -hâşâ- alelade söylenmiş bir söz değildir. Bize cennetin kapılarını kapatmayın.
Bu yazı ayrıca Genç Dergisi’nin Şubat Sayısında da yayınlanmıştır.
05.06.07 2:17